DOLAR 42,4343 -0.03%
EURO 48,8973 -0.05%
ALTIN 5.589,320,68
BITCOIN 36974430.8185%
Trabzon
16°

PARÇALI AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

Ani görme kaybının perde arkası ortaya çıktı

Ani görme kaybının perde arkası ortaya çıktı

ABONE OL
3 Temmuz 2025 10:29
Ani görme kaybının perde arkası ortaya çıktı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Retina damar tıkanıklığı, gözün görme yetisinden sorumlu retina tabakasındaki kan damarlarının tıkanmasıyla ortaya çıkan ve körlüğe kadar varabilen ciddi bir sağlık sorunu.

Ani görme kaybı, bulanık görme veya görüş alanında karanlık bölgeler gibi belirtilerle kendini gösteren bu hastalık, özellikle 50 yaş üstü bireylerde sıkça görüldü.

Bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri, erken teşhis ve doğru tedavinin görme kaybını önlemede kritik olduğunu vurguluyor. Peki, retina damar tıkanıklığı nedir, nasıl tedavi edilir ve bu riskten korunmak mümkün mü? Retina Damar Tıkanıklığı Nedir? Retina, gözün arka kısmında yer alan ve ışığı algılayarak görsel bilgiyi beyne ileten hassas bir tabaka. Bu tabakayı besleyen atardamar (arter) ve toplardamar (ven) sistemlerinde meydana gelen tıkanıklıklar, retina damar tıkanıklığı olarak adlandırıldı.

Tıkanıklıklar, genellikle kan pıhtıları, damar sertliği (ateroskleroz), yüksek tansiyon, diyabet, yüksek kolesterol veya glokom gibi faktörlerden kaynaklandı.

Tıkanıklığın türüne göre iki ana gruba ayrılıyor: Santral retinal arter tıkanıklığı (CRAO) ve santral retinal ven tıkanıklığı (CRVO), daha küçük damarlarda ise dal tıkanıklıkları (BRVO veya BRAO).

Amerikan Oftalmoloji Akademisi’nden (AAO) Dr. Jennifer Lim, retina damar tıkanıklıklarının ani ve ağrısız görme kaybıyla karakterize olduğunu belirterek, “Tıkanıklık, retinanın oksijen ve besin alımını engelleyerek dokuda kalıcı hasara yol açabilir. Erken müdahale, görme kaybını önlemede hayati önem taşıyor” dedi.

BELİRTİLER VE RİSK FAKTÖRLERİ

Retina damar tıkanıklığı, genellikle tek gözde ani görme kaybı, bulanık görme, görüş alanında karanlık gölgeler veya uçuşan noktalar gibi belirtilerle ortaya çıktı.

Retina ven tıkanıklıkları, diyabetten sonra retinanın en sık görülen damar hastalığı olarak biliniyor ve genellikle 50-60 yaş arasında görüldü.

Risk faktörleri arasında hipertansiyon, diyabet, glokom, yüksek kolesterol, kalp hastalıkları, sigara kullanımı ve obezite yer aldı.

İngiltere’de Moorfields Göz Hastanesi’nden Prof. Dr. Sobha Sivaprasad, yaptığı bir araştırmada, retina ven tıkanıklıklarının hipertansiyonu olan hastalarda %60 daha sık görüldüğünü ortaya koydu. Sivaprasad, “Damar sertliği ve pıhtılaşma bozuklukları, tıkanıklık riskini artırdı. Düzenli sağlık kontrolleri, bu riskleri azaltmada kritik” dedi.

Körlük Riski ve Bilimsel BulgularRetina damar tıkanıklıkları, tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına veya körlüğe yol açabiliyor. Özellikle santral retinal arter tıkanıklığı (CRAO), retinaya oksijen ulaşımını engelleyerek birkaç saat içinde kalıcı hasara neden olabiliyor.

The Lancet dergisinde yayınlanan bir çalışma, CRAO vakalarının %80’inde görme kaybının kalıcı olduğunu, ancak erken müdahaleyle bu oranın düşürülebileceğini gösterdi. Retina ven tıkanıklıklarında ise makula ödemi (görme merkezinde sıvı birikimi) ve anormal damar oluşumları, körlük riskini artıran başlıca komplikasyonlar.

Harvard Tıp Fakültesi’nden Dr. Joan Miller, retina damar tıkanıklıklarının sistemik hastalıklarla bağlantılı olduğunu vurguladı:

“Bu hastalık, yalnızca gözle sınırlı değil; kalp hastalığı, inme veya diyabet gibi altta yatan sorunların habercisi olabilir. Bu nedenle multidispliner bir yaklaşım şart.”

TEDAVİ YÖNTEMLERİ: UMUT VEREN GELİŞMELER

Retina damar tıkanıklıklarının tedavisi, tıkanıklığın türüne, yerine ve hastanın genel sağlık durumuna göre belirleniyor. Erken dönemde uygulanan hiperbarik oksijen tedavisi, özellikle arter tıkanıklıklarında etkili olabiliyor. Göz masajı ve göz içi basıncını düşüren ilaçlar da ilk saatlerde tıkanıklığın açılmasında kullanılabiliyor. Ancak, uzmanlar bu yöntemlerin yalnızca ilk 4-6 saatte etkili olduğunu vurguluyor.Retina ven tıkanıklıklarında ise anti-VEGF enjeksiyonlar (bevacizumab, ranibizumab, aflibercept), kortikosteroid enjeksiyonlar ve argon lazer fotokoagülasyon gibi yöntemler sıkça tercih ediliyor. Anti-VEGF ilaçlar, makula ödemini azaltarak görme kaybını önlemede %70’e varan başarı oranları sunuyor. İleri durumlarda, vitrektomi gibi cerrahi müdahaleler gerekebiliyor.2024 yılında Ophthalmology dergisinde yayınlanan bir makalede, anti-VEGF tedavilerinin retina ven tıkanıklıklarında görme keskinliğini %50 oranında iyileştirdiği belirtildi. Ayrıca, mikrocerrahi tekniklerdeki gelişmeler, vitrektomi ameliyatlarının başarı oranını artırdı.

Uzmanlar, “Erken teşhis ve kişiselleştirilmiş tedavi planları, görme kaybını önlemede büyük fark yaratıyor” diyerek modern teknolojilerin önemine dikkat çekti.

KORUNMA VE ERKEN TEŞHİSİN ÖNEMİ

Uzmanlar, retina damar tıkanıklıklarından korunmak için düzenli göz muayenelerinin şart olduğunu vurguladı. Özellikle 45 yaş üstü bireylerin ve risk faktörlerine sahip kişilerin yılda en az bir kez retina muayenesi yaptırması öneriliyor. Sağlıklı beslenme, sigaradan uzak durma, kan basıncı ve şeker kontrolü, hastalığın önlenmesinde etkili.

Uzmanlar, “Bitkisel tedaviler veya alternatif yöntemler, retina damar tıkanıklıklarında etkili değil ve zaman kaybına yol açarak kalıcı hasara neden olabilir. Bilimsel tedavilere yönelmek hayati,” uyarısında bulundu.

GÖRME YETİNİZİ KORUMAK İÇİN HAREKETE GEÇİN

Retina damar tıkanıklığı, sessizce ilerleyen ancak erken müdahaleyle kontrol altına alınabilen bir hastalık. Bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri, modern tedavi yöntemleriyle görme kaybının önlenebileceğini gösterdi. Ani görme kaybı veya bulanık görme gibi belirtiler fark ettiğinizde vakit kaybetmeden bir retina uzmanına başvurmanız, görme yetinizi korumanın en önemli adımı.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP