Ertuğrul Özkök: Gülşen ortaya çıkardı, imam hatip lisesine giden öğrenci oranı 28 Şubat öncesi altına düştü
  • Trabzon Time
  • Magazin
  • Ertuğrul Özkök: Gülşen ortaya çıkardı, imam hatip lisesine giden öğrenci oranı 28 Şubat öncesi altına düştü
190 okunma

Ertuğrul Özkök: Gülşen ortaya çıkardı, imam hatip lisesine giden öğrenci oranı 28 Şubat öncesi altına düştü

ABONE OL
23 Eylül 2022 13:52
Ertuğrul Özkök: Gülşen ortaya çıkardı, imam hatip lisesine giden öğrenci oranı 28 Şubat öncesi altına düştü
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Dinlemek için tıklayınız

Ertuğrul Özkök, eşinin adına gönderme yapan “Tansu’ya Mektuplar” başlığı altında yazdığı ve “newsletter” olarak paylaştığı yazılarında bugün, ÖNDER İmam Hatip Başkanı’nın imam hatip okullarına ilişkin verilerini paylaştı. Özkök, “İmam hatip lisesine giden öğrenci oranı 28 Şubat öncesi altına düştü” değerlendirmesini yaptı.

Özkök’ün “Gülşen ortaya çıkardı, imam hatip lisesine giden öğrenci oranı 28 Şubat öncesi altına düştü” başlıklı yazısı şöyle:

Gülşen ortaya çıkardı, imam hatip lisesine giden öğrenci oranı 28 Şubat öncesi altına düştü

Geçtiğimiz salı günü İstanbul’da Cemile Sultan Korusu’nda çok ilginç bir sunum vardı.

Sunuma ben de davetliydim ama İstanbul dışında olduğum için ne yazık ki katılamadım.

Bilal Erdoğan’ın önünde çok önemli bir rakam

Keşke katılsaymışım. Çünkü bu sunumda imam hatip okulları ile ilgili çok çarpıcı rakamlar ortaya konmuş.

Ama ertesi gün medyada açıklanan rakamları benim gözümle gören birine rastlamadım.

Bu sunumu İmam Hatipliler Derneği (ÖNDER) Başkanı Abdullah Ceylan yaptı.

Bence çok güzel bir üslup ve anlatımla yapmış bunu.

Nereden biliyorsun derseniz, bu sunumda açıklanan rakam ve grafikleri istedim.

Sağolsun ÖNDER’in sempatik Kurumsal İletişim görevlisi Emine Dolmacı bana herkese açık olan bütün verileri gönderdi.

Bunlar arasında sunumun tam bir videosu da vardı.

Baştan sona izledim.

Sunum sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan da oradaymış ve bir konuşma yapmış.

Şu üç önemli saptamayı Gülşen’e borçluyuz

Bana göre bu sunum,  Gülşen’in, eski bir konserinde, imam hatip okulları ile ilgili söylediği sözlerle başlayan tartışmanın sonucu.

Gülşen’in eski bir konuşması, bu okullarla ilgili yeni bir gerçeği ortaya koymuş.

En çarpıcı üç sonuç da şu:

(*) Bir; laikler merak etmeyin, bütün okullar İHL olmuyor

Bugün imam hatip ortaokulu ve liselerine giden öğrenci sayısı sanıldığı kadar yüksek değil. İmam hatip ortaokullarına giden öğrenci sayısı toplam öğrencinin yüzde 13.8’i, liselere giden ise toplam öğrencinin yüzde 10.34’ü…

(*) Muhafazakârlar: İHL’ye giden öğrenci son 6 yılda 3 puan düştü

İmam hatip lisesine giden öğrenci oranı yüzde 10.34. Bu rakam, 1996 yılında, yani 28 Şubat öncesindeki orandan bile aşağı düşmüş durumda.

1996’da imam hatipe giden öğrencilerin toplam öğrenci içindeki payı yüzde 10.88 iken, bugün yüzde 10.34.

İmam hatipli öğrenci oranı 28 Şubat’tan sonra yüzde 2.37’e kadar düşmüş. 2009 yılında üniversiteye girişte katsayı kaldırılınca yükselmeye başlamış.

Ve bu oran 2016’da en yüksek noktası olan yüzde 13.01’e gelmişti.

(*) İmam hatipe en büyük darbeyi 15 Temmuz mu vurdu?

Ancak 15 Temmuz darbesinden  itibaren imam hatip liselerine gider öğrenci oranında dramatik bir düşüş yaşanmış.

Darbeyi izleyen yıl imam hatip lisesine giden öğrenci oranı aniden yüzde 11.79’a düşmüş.

(*) Peki 2021’de ne oldu da imam hatipten kaçış başladı?

Ancak imam hatip lisesi tarihinde ikinci bir kırılma daha yaşanmış. 15 Temmuz darbesinden hemen sonra yüzde 11.8’e inen imam hatipli öğrenci oranı 2 yıl bu seviyede gidiyor. Hatta 2021’de hafif bir düzelme bile oluyor. Ancak 2021 yılında ikinci bir büyük sürpriz kırılma daha daha yaşanıyor.

(*) Bu yıl İHL öğrenci sayısı 60 bin azaldı

2021 yılından 2022’e geçişte imam hatipe giden öğrenci oranı bu defa yüzde 10.34’e, yani 1996 öncesinden bile geriye düşüyor.

Devlet liselerine giden öğrenci sayısı 111 bin artarken, imam hatip Liselerine giden öğrenci sayısı ise 61 bin azalıyor.

(*) Sunumda söylenmeyen herkesin bildiği önemli sır

Salı günkü sunumda söylenmeyen, ama herkesçe bilinen bir başka sır var.

Bu yıl yapılan LGS sınavına giren İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerinin yüzde 47’si imam hatip liselerini tercih etmedi. Bu öğrencilerin yüzde 41’inin tercihi fen liseleri oldu.

(*) Önder Başkanı suç jakoben laikin ve FETÖ’nün diyor ama

Salı günkü sunumda başkan, imam hatip liselerine giden öğrenci sayısındaki düşüşü FETÖ okullarının  din eğitimine verdiği zararla açıkladı.

Orada olsaydım “Ama bir dakika başkan”  der, şunu sorardım:

Liselerde sorun var ama imam hatipin ortaokuluna giden öğrenci sayısında 15 Temmuz’dan sonra bir düşüş yok. Tam aksine artış var.

Rakamlar şöyle:

İmam Hatip ortokullarına giden öğrencilerin tüm öğrenciler içindeki payı 15 Temmuz 2016 tarihinde yüzde 10. 75 iken, 2017 döneminde bu oran yüzde 12.17’e, 2018’de yüzde 13.39’a, 2020’de yüzde 14.8’e çıkmış.

(*) Aileler “FETÖ darbe yaptı” diye imam hatipten vazgeçmemiş

Yani aileler “FETÖ kanlı bir darbe yaptı”diye çocuklarını imam hatiplerin orta kısmına yazdırmaktan vazgeçmemiş.

O zaman ne oluyor?

Cevabı şu kadar basit mi acaba…

(*) Aile, kendi iradesi ile gönderiyor, çocuk kendi iradesi ile ayrılıyor

O zaman imam hatip liselerindeki dramatik düşüşü neye bağlayacağız? Hâlâ FETÖ olgusu ile mi ?

Hâlâ 28 Şubat ve “jakoben laikler” mazlumiyetine sığınarak mı?

O zaman siz sormuyorsanız ben sorayım:

Saadet Partisi Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun iki torunu niye kendi istekleri ile bu okullardan ayrıldı?

Sakın asıl gerçek şu olmasın?

Ailelerinin iradesi  ile imam hatip ortaokuluna  giden çocuklar, lise çağına gelince kendi iradeleriyle oradan ayrılıyor mu?

Sunumu yapan Önder Başkanı konuşmasında, toplumun bir kesiminde hakim olan “Bütün okullar imam hatipleştiriliyor” endişesini gidermeye çalışıyordu.

Ama ben konuşmayı dikkatle okuyunca şu sonuca ulaştım.

Asıl büyük endişe çocuklarını devlet okullarına gönderenlerde değil, tam aksine muhafazakâr ailelerde var sanki…

İmam hatip 28 Şubat’ta kaybettiğini mi buldu mu, yoksa daha gerisine mi düştü?

ÖNDER Başkanı, bu yıl ulaşılan yüzde 10.34 rakamını “İmam hatip okulları 28 Şubat’ta kaybettiği seviyeye 20 yıl sonra yeniden ulaştı” diyerek yorumluyor.

Bardağın dolu tarafı…

Bense bu cümleyi şöyle okuyorum:

“İmam hatip okulları 28 Şubat’ın bile öncesine geriledi.”

Demek ki artık bunun nedeni artık 28 Şubat zihniyeti değil. Nedenini son 22 yıldır ülkeye yerleşen iklimde aramak daha doğru olmayacak mı?

Unutmayalım. Türkiye’de 22 yıldır muhafazakâr ve çok güçlü bir iktidar var. Ve iktidarın eğitimdeki sembol isimlerinden bir imam hatip mezunu da orada ön sırada bu sunumu izliyor.

İHL bina yaptıkça öğrenci o binadan kaçıyor mu?

Geldiğimiz nokta şu.

(*) İmam hatip okullarının sayısı durmadan artıyor, ama giden öğrenci oranı düşüyor.

(*) İmam hatip okullarında dini müfredat kuvvetlendiriliyor, ama öğrencilerinin Güney Kore dizilerine, K-pop müziğe ilgisi daha fazla artıyor.

(*) Cami sayısı her gün artıyor, her mahalleye iki üç cami yapılıyor, ama bizzat Dini çevrelerinin verdiği bilgiye göre halkın sadece yüzde 10’u namaz kılıyor.

(*) Dindar nesil eğitimi ve endoktrinasyonu hayatın her alanına sokuluyor, ama gençler arasında deizm ve New Age inanışlara eğilim artıyor.

Ortada bir dava varsa hâlâ kazandırılamadı mı?

Salı günkü sunumda ÖNDER Başkanı sık sık “imam hatip mücadelesinden”, “davadan” söz etti.

Benim hele hele eğitimde hiç sevmediğim kavramlar bunlar.

Türkiye’de 22 yıldır dini hassasiyetleri yüksek ve çok güçlü bir iktidar var.

Yani, ortada bir  “mücadele” “bir dava” varsa her ikisinin de kazanılmış olması gerekmez mi?

Ama durum ortada.

Tekrar soruyorum

Şimdiye kadar, önce “28 Şubat ve jakoben laiklikle” açıkladılar.

Sonra FETÖ ile açıkladılar.

Peki geriye ne ve kim kaldı?

Sakın bu kaçışın nedeni iktidarın içindeki bir “fenomen” olmasın

O zaman geriye şu kalıyor:

Sakın bu gerilemenin nedeni bugünkü iktidarın içindeki bir “şeyler” yerleşik muhafazakâr nizamı kemiren  bir “alien” olmasın…

Sakın Diyanet, konserleri yasaklayan kaymakamlar, valiler, onları etkileyen sözde “Milli Kasaba Hassasiyetçilerin” yarattığı bu baskı ortamı olmasın asıl neden?

Sonra ortada dolaşan şu din bezirganları, Ramazan stand-upçıları vs…

58 hafızlık okuluna karşılık 12 müzik, 6 spor, 2 teknoloji okulu

Bir de salı günü orada dağıtılan, İmam Hatip okullarıyla ilgili şu “Yeni Türkiye rakamları”  var…

(*) Hafızlık: Hafızlık Pekiştirme Programı uygulayan imam hatip liseleri sayısı 58 okul.

Buna karşılık;

(*) Sanat: Geleneksel ve Çağdaş Görsel Sanatlar Programı uygulayan imam hatip liseleri, sadece 14 okul.

(*) Spor: Spor Programı uygulayan imam hatip liseleri, sadece 8 okul.

(*) Musiki: Musiki Programı uygulayan imam hatip liseleri, sadece 12 okul.

(*) Teknoloji: Teknoloji ağırlıklı imam hatip liseleri, sadece 2 okul.”

100 yıllık tarihinde İmam Hatip eğitiminden bir tek Aziz Sancar, Orhan Pamuk, Gökhan Hotamışlıgil çıkmamış olmasının yarattığı bir genç sorgulamasınının neticesi olamaz mı bu kaçış…

Acaba Tarkan ve Zakkum konserinde kaç İHL’li vardı?

ÖNDER yöneticileri acaba bu araştırmalar gibi bir araştırmayı Tarkan’ın İzmir, Zakkum’un Şanlıurfa konserleri için de yapmayı düşündüler mi?

O konserlerde kaç imam hatipli çocuk vardı? İmam hatipli çocuklar o konserler ve yasaklamalar için ne düşünüyor?

İmam hatipli yeni mezun eski tüfek mezunu aştı

Bu sunum bana bir şeyi açıkça gösterdi.

İmam Hatip öğrencisi artık “eski tüfek velilerini” aştı.

Yani ailelerin önce çocukları ile konuşmaya başlamalarında yarar var.

Yani ÖNDER yöneticilerinin Temel Karamollaoğlu’nun, kendi arzuları ve iradeleri ile imam hatipten ayrılan  torunları ile sohbet etmelerinde yarar var diyorum.

Onlar, “Okulda bize anlatılanlarla, hayatta gördüklerimiz arasındaki uçurum var ” diyorlar…

Liselerdeki çocuklar artık dünyaya kendi gözleriyle bakıyorlar.

Onların da benim Gülşen’e birer teşekkür borcumuz var

Bu sunumla ilgili son sözüm şu olacak:

Çabalarındaki samimiyetten zerre kadar  şüphem yok.

Ama emin olsunlar ben de, trollerin, son anına kadar beş vakit namazını kılan  ölmüş anneme bile hakaretlerle dolu saldırılarını göze alarak aktarmaya çalıştığım   gözlemlerimi de  aynı samimiyetle yazıyorum.

Yapılan sunumdaki bu gerçeklerin ortaya çıkmasına yol açtığı için, onların da benim de Gülşen’e bir teşekkür borcumuz var.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP